GİRİŞ ve AMAÇ: Alt molar dişlerde hazırlanan standart MOD kavitelerde, farklı materyaller kullanılarak yapılan restorasyonların maksimum kırılma kuvvetlerini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: 30 adet alt molar diş rastgele üç gruba ayrıldı. Dişlere (derinlik, genişlik, basamak genişliği) 3 x 3,5 x 2,5mm ölçülerinde MOD kaviteler açıldı. Birinci gruptaki dişler (PK) Gaenial Bond ve Gaenial posterior kompozit, ikinci gruptaki dişler (FGK) Gaenial Bond, EverX Posterior ve Genial Posterior kompozit kullanılarak restore edildi. Üçüncü gruptaki dişlere (IK) Gradia indirek kullanılarak inley restorasyonlar hazırlandı. Termal siklüs işlemi uygulanan dişler universal test cihazına bağlandı ve kırılma değerleri ölçüldü. Veriler, SPSS 15.0 yazılımı kullanılarak tek yönlü varyans analizine (One-Way ANOVA) tabi tutuldu (p<0.05).
BULGULAR: Grupların ortalama maximum kırılma kuvveti değerleri en yüksek 2360,4 ± 453 N ile PK iken, en düşük 1988,9 ± 525 N ile IK olmuştur. Üç grubun aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Kırık tipleri incelendiğinde 1. Grupta (PK) 10 örneğin tamamında, 2. Grupta (FGK) 10 örneğin 3 tanesinde, 3. Grupta (IK) ise 10 örneğin 9 tanesinde tamir edilemeyecek düzeyde kırıklar oluştuğu gözlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Üç grubun da dayanıklılık açısından başarılı bulunduğu ve MOD kaviteli alt molar dişlerde güvenle kullanılabileceği görüldü.
INTRODUCTION: To comparatively evaluate the maximum fracture forces of restorations made using different materials in standard MOD cavities prepared in mandibular teeth.
METHODS: 30 lower molar teeth were divided into three groups. MOD cavities were prepared into the teeth. Teeth in the first group (PK) were restored using Gaenial Bond and Gaenial posterior composite resin. Teeth in the second group (FGK) were restored using Gaenial Bond, EverX Posterior, and Genial Posterior composite resin. Inlay restorations were prepared using Gradia in the third group (IK). The teeth subjected to the thermal cycle process were connected to the universal test device and the fracture values were determined. Data were analized using one-way analysis of variance (One-Way ANOVA), SPSS 15.0 software (p<0.05).
RESULTS: While the average maximum fracture force values of the groups were PK, the lowest was IK. It was observed that there was no statistically significant difference between the three groups. When the fracture types were examined, all samples in the group PK, 3 samples in group FGK, 9 samples in IK group were broken that they could not be repaired.
DISCUSSION AND CONCLUSION: It was seen that all three groups were successful in terms of durability and could be used safely in lower molars with MOD cavities.