Giriş: Biyomimetik diş hekimliğinin temel prensibi, doğalın kusursuz olduğu inancına dayanmaktadır.
Amaç: Bu olgu sunumunda molar dişlerinde fissür çürük nedeniyle kliniğimize başvuran üç ayrı hastaya Stamp tekniği kullanılarak direkt kompozit restorasyon uygulamaları sunulmaktadır.
Yöntem: Kliniğimize fissür çürük nedeniyle üç ayrı hasta başvurmuş, yapılan klinik ve radyolojik muayeneler sonucu ilgili dişlere Stamp tekniği ile direkt kompozit restorasyon yapılmasına karar verilmiştir. Dişlere rubber dam izolasyonu sağlandıktan sonra gingival bariyer ile ölçü alınıp, çürük temizlenmiştir. %37’lik fosforik asit jeli (Panora 200, İmicryl, Türkiye) ile selektif asitleme yapıldıktan sonra adeziv rezin (Clearfil SE Bond, Kuraray, Japonya) uygulanıp 20 saniye ışıkla (Woodpecker, Çin) polimerize edilmiştir. Kavitenin yüzeyindeki 2 mm’lik kısım boş kalacak şekilde kaviteye 2 mm’lik kalınlığı geçmeyecek şekilde tabakalar halinde kompozit rezin (Filtek Ultimate, 3M ESPE) uygulanmıştır ve ışıkla polimerize edilmiştir. Son tabaka alınan ölçü ile şekillendirilip polimerize edildikten sonra polisaj işlemleri uygulanmıştır.
Sonuç: Stamp tekniğinin, orijinal okluzal anatomi ve oklüzyonun yeniden sağlanması, minimum bitirme ve minimum cilalama ihtiyacı gibi avantajları bulunmaktadır.
Introduction: The main principle of biomimetic dentistry is based on the belief that the natural is perfect.
Objectives: In this case report, direct composite restoration applications using the Stamp technique are presented in three patients who applied to our clinic due to fissure caries in their molar teeth.
Methods: Patients were admitted to our clinic due to fissure caries. After clinical and radiological examinations, it was decided to perform direct composite restoration with Stamp technique. After rubber dam isolation was provided, measures were taken with gingival barrier and the caries was cleaned. After selective etching with 37% phosphoric acid gel (Panora 200, Imicryl, Turkey) adhesive resin (Clearfil SE Bond, Kuraray, Japan) was applied and polymerised with light (Woodpecker, China) for 20 seconds. Composite resin (Filtek Ultimate, 3M ESPE) was applied to the cavity in layers not exceeding 2 mm thickness and polymerised with light, leaving 2 mm of the surface of the cavity empty. After the last layer was shaped and polymerised according to the measurements taken, polishing processes were applied.
Results: The Stamp technique offers advantages such as restoring the original occlusal anatomy and occlusion, minimizing the need for finishing and polishing.