ARAŞTIRMA | |
1. | Ebeveynlerin Çocuklarda Süt ve Daimi Diş Yaralanmaları Hakkındaki Bilgi Düzeyi ve Tutumunun Değerlendirilmesi Evaluation of Parental Knowledge Level and Attitude Toward Primary and Permanent Tooth Injuries in Children Aslı Soğukpınar Önsüren, Merve Mutluay, Abidin Talha Mutluaydoi: 10.5505/eudfd.2022.73383 Sayfalar 1 - 9 GİRİŞ ve AMAÇ: Dental travmanın önlenmesi ve travma sonrası sürecin yönetilmesi; yeterli bilgi, hızlı karar verme ve acil eylem yeteneği gerektirir. Ebeveynlerin dental travmanın önlenmesi ve travma anında atılacak adımlar hakkında yeterli bilgi ve farkındalığa sahip olmasıyla oluşabilecek komplikasyonlar engellenebilir. Bu çalışmanın amacı ebeveynlerin çocuklarda süt ve daimi diş yaralanmaları hakkındaki bilgi düzeyi ve tutumlarını araştırmaktadır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya çocukları için Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalına rutin diş muayenesi ve tedavisi için başvuran 300 ebeveyn dahil edildi. Ebeveynlerin bilgilendirilmiş gönüllü olur formunu imzalamaları ve anket formlarını yanıtlamaları beklendi. BULGULAR: Dental travma hakkında bilgi düzeyini ölçen soruların tamamı için ebeveynlerin doğru cevap yüzdesi %67,8’dir. Ebeveynlerin %97,67'si daha önce dental travma hakkında eğitim almadığını bildirmiştir. Ebeveynlerin %80’i diş yaralanmaları hakkında daha fazla bilgi elde etmek istediğini, %13,67’ü ise bu konuda kararsız olduğunu belirtmiştir. Ebeveynlerin süt dişi intrüzyonu, daimi diş kron kırığı ve avülsiyonunun tedavisi hakkında bilgi düzeyi ise yetersiz bulunmuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ: Ebeveynlerin dental travma konusundaki bilgi düzeyi, yaş ve cinsiyet kriterlerinden bağımsız olarak yetersizdir. Yaralanmayı takiben diş hekimine başvurma bilincine sahip olmaları ve travma ile ilgili eğitime ilgi duymaları olumlu bir bulgudur. |
2. | Kalsiyum Hidroksit-İyodoformla Yapılan Alt Çene Süt Molar Kanal Tedavilerinin Başarısı: Retrospektif Radyolojik İnceleme Retrospective Evaluation of the Success of Calcium Hydroxide-Iodoform-Containing Canal Paste in Primary Teeth Sibel Acar Ezberci, Esra Özgöçmendoi: 10.5505/eudfd.2022.99267 Sayfalar 11 - 18 GİRİŞ ve AMAÇ: Süt dişi kanal tedavisi çürük ya da travma nedeniyle gelişen irreversible pulpitis ya da nekroz varlığında süt dişini daimi diş sürünceye kadar sağlıklı olarak fonksiyonda tutmak için uygulanmaktadır. Süt dişi kanal tedavisinde kullanılan çok çeşitli kanal dolgu materyalleri bulunmaktadır. Günümüzde en çok kalsiyum hidroksit içerikli kanal dolgu materyalleri tercih edilmektedir. Kalsiyum hidroksit ve iyodoform içeren kanal dolgu materyaliyle alt çene süt molar dişlere yapılmış kanal tedavilerinin radyografik başarısının retrospektif olarak değerlendirilmesidir. YÖNTEM ve GEREÇLER: 01.04.2016-01.06.2019 tarihleri arasında kliniğimize başvuran 3-10 yaş aralığındaki hastalara ait süt dişi kanal tedavisi uygulanmış en az 3 aylık takibi olan 232 alt çene süt molar diş çalışmaya dahil edilmiştir. Başlangıç, bitiş ve takip röntgenleri lezyon ve patolojik rezorpsiyonlara göre başarılı ve başarısız olarak değerlendirilmiştir. Veriler %95 güven aralığında, anlamlılık derecesi 0,05 olmak üzere Mann-Whitney U, ki kare, Pearson korelasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: İncelenen radyografilerde başarı yüzdesi %75 olarak tespit edilmiştir. Takip sürecinde dişlerin %12,1’inde iç rezorpsiyon, %33,2’sinde dış rezorpsiyon gelişimi gözlenmiştir. Takiplerde dişlere çekim endikasyonu konması, lezyon oluşumu, iç ve dış rezorpsiyon gelişimi ile kanalların dolum niceliği arasında anlamlı ilişki olmadığı tespit edilmiştir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Literatürdeki pek çok çalışma gibi çalışmamızın sonuçları süt dişlerine uygulanan kanal tedavilerinin yüksek başarı oranına sahip olduğunu göstermiştir. |
3. | Farklı Formlarda Zirkonyum Oksit Nanopartikülleri İlave Edilmesinin ve Yaşlandırmanın Otopolimerizan Akrilik Rezinlerin Renk Stabilitesi, Su Emilimi ve Çözünürlüğüne Etkisi Effect of Adding Different Forms of Zirconium Oxide Nanoparticles and Aging on Colour Stability, Water Sorption, and Solubility of Autopolymerizing Acrylic Resins Zeynep Şahin, Gülfem Ergün, Ayşe Seda Ataoldoi: 10.5505/eudfd.2022.79663 Sayfalar 19 - 28 GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada, farklı formlarda (kübik ve tetragonal) zirkonyum oksit nanopartikül (nano-ZrO2) ilave edilmiş protez kaide materyallerinin ısıl çevrim sonrası renk stabilitesinin, su emiliminin ve çözünürlüğünün değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: İki farklı formdaki nano-ZrO2, silan bağlama ajanı ile modifiye edildikten sonra ağırlıkça %1 oranında PMMA tozuna ilave edildi. Kimyasal olarak polimerize olan akrilik kaide materyali [Meliodent (Grup M), Paladent (Grup P)] ile hazırlanan test örnekleri üç alt gruba ayrıldı (%1 kübik nano-ZrO2, %1 tetragonal nano-ZrO2 ve nano-ZrO2 ilave edilmemiş). Her bir alt gruptan 10 adet olmak üzere toplam 240 örnek hazırlandı. Test örneklerinin yarısı kontrol grubu olarak distile suda bekletildi. Diğer yarısına ise, ısıl çevrim uygulandı. Renk ölçümleri için spektrofotometre, su emilimi ve çözünürlüğü için desikatör cihazı kullanılarak veriler elde edildi. Tüm test örneklerinin verileri istatistiksel olarak değerlendirildi. BULGULAR: Kübik ve tetragonal nano-ZrO2 ilave edilmiş Grup M’de, distile suda bekletilen test örnekleri ısıl çevrim uygulanmış test örnekleri ile karşılaştırıldığında, renk değişimi daha yüksek bulunmuştur (p <0,05). Kübik nano-ZrO2 ilave edilmiş Grup P su emilimi ve çözünürlüğü verileri, Grup M’den istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek değerler vermiştir (p<0,05). Tetragonal nano-ZrO2 ilave edilmiş her iki test gruplarında ise, ısıl çevrim uygulaması sonrasında su emilimi ve çözünürlüğü değerleri artmıştır (p<0,05). TARTIŞMA ve SONUÇ: Kübik ve tetragonal nano-ZrO2 ilave edilmiş her iki test grubu da klinik olarak kabul edilemez renk değişimi göstermiştir (ΔE> 3.7). Su emilimi ve çözünürlüğü sonuçlarına göre, tetragonal nano-ZrO2 ilavesinin doldurucu olarak kaide materyallerinde kullanımı önerilebilmektedir. |
4. | Farklı Konum Açıları Kullanılarak Kuru Kafadan Elde Edilen Panoramik Radyografi Görüntülerinde Vertikal Boyutun Değerlendirilmesi Evaluation of Vertical Dimension in Panoramic Radiographic Images Obtained from Dry Skull Using Different Position Angles Bilgün Çetin, Faruk Akgünlüdoi: 10.5505/eudfd.2022.18199 Sayfalar 29 - 37 GİRİŞ ve AMAÇ: Çeşitli baş konumlandırma hatalarıyla alınan panoramik radyografilerde vertikal magnifikasyon katsayısının(MK), çenelerin farklı bölgelerinde ve alveolar kemik seviyelerinde ne kadar değiştiğinin tespitidir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Kuru kafa model üzerindeki 28 diş bölgesindeki alveolar kemiğin üç seviyesine eşit aralıklarla eş boyutlarda çelik küreler yerleştirilip ideal konum ile horizontal, sagittal ve koronal düzlemlerde açılandırmalarla toplam 15 adet dijital panoramik radyografi elde edildi. Daha sonra görüntülerdeki kürelerin vertikal boyutları tam ortalarından dikme indirilerek aynı gözlemci tarafından iki kez ölçüldü. BULGULAR: Toplamda 2520 adet ölçüm elde edildi. İki ayrı zamanda elde edilen ölçümler arasında yüksek uyum bulundu(Sınıf içi korelasyon katsayısı=0.986). İdeal konum ile diğer konumlar arasında bölgelere göre istatistiksel olarak fark bulundu(p<0.05). Alveolar kemik seviyeleri bakımından ise normal konumda bir fark yokken diğer konumlarda istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur(p<0.05). TARTIŞMA ve SONUÇ: Baş konumlandırmadaki ufak hatalarla alınan panoramik radyografilerde bile vertikal MK bölgelere göre düzensiz olarak değişmektedir. Bu sebeple başın konumlanmasına azami dikkat göstermek gerekmektedir. Ayrıca ideal konumda, alt çenedeki MK’nin üst çeneye göre daha az olduğu ve üretici firma tarafından verilene daha yakın olduğu saptanmıştır. Bu nedenle üretici firmaların vermiş olduğu MK dikkate alınarak ideal konumdaki panoramik radyografi görüntülerinde vertikal ölçümler yapılabilir. |
5. | Üniversite Son Sınıf Öğrencilerinde Diş Travması ve Avülsiyon Yönetimi Bilgisi Knowledge of Dental Trauma and Avulsion Management among Senior Year University Students Seçil Çalışkan, Ebru Delikan, Sena Ayyıldız, Ebru Şenyiğitdoi: 10.5505/eudfd.2022.87894 Sayfalar 39 - 45 GİRİŞ ve AMAÇ: Diş travması, prognozu geçen zamana bağlı olarak değişen önemli ve yaygın bir ağız sağlığı sorunudur. Bu çalışma, farklı fakültelerdeki üniversite son sınıf öğrencilerinin diş travması ve avülsiyon yönetimi konusundaki bilgi düzeylerini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada örneklem büyüklüğü, G * Power yazılımı kullanılarak belirlendi. Üniversite son sınıf öğrencilerine e-posta veya sosyal medya aracılığıyla 21 maddelik bir anket gönderildi. Bilgi düzeyini değerlendirmek için standart bir puanlama yöntemi kullanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, ki kare ve Kruskal-Wallis testleri kullanıldı. BULGULAR: Çalışmaya üç yüz otuz yedi son sınıf öğrencisi (106 diş hekimliği, 122 tıp ve 109 eğitim) dahil edildi. Yanıt oranı % 76 idi. Katılımcıların çoğu diş yaralanmalarının acil bir durum oluşturduğunu belirtmiştir (% 93,2). Medyan bilgi puanları açısından değerlendirildiğinde, dört gruptaki öğrenciler diş hekimliği> tıp> eğitim olarak sıralanmıştır. Avulsiyon vakalarında süt dişleri daimi dişlere göre daha yüksek oranda doğru olarak tanımlanmıştı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Genel olarak, üniversite son sınıf öğrencilerinin avülsiyonla ilgili acil durumlara ilişkin bilgileri istenen düzeyde değildir. Lisans müfredatındaki travma yönetimi farkındalığının acil olarak geliştirilmesi gerekmektedir. |
6. | Beyazlatıcı Diş Macunlarının Sitotoksisitesinin Değerlendirilmesi Evaluation of Cytotoxicity of Toothpastes with Whitening Effect Türkay Kölüş, Ayşe Canan Tutku Celik, Hayriye Esra Ülkerdoi: 10.5505/eudfd.2022.87004 Sayfalar 47 - 52 GİRİŞ ve AMAÇ: Beyazlatıcı etki gösteren diş macunlarının kullanımları içinde bulunduğumuz dönemde sürekli artma eğilimdedir. Bu diş macunlarının beyazlatıcı etken maddelerine bağlı olarak toksik etkileri normal diş macunlarına göre yüksek olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı piyasada bulunan beyazlatıcı etki gösteren farklı dört diş macunun sitotoksisitesini XTT yöntemi ile L929 hücreleri üzerinde in vitro olarak değerlendirmektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada test edilecek olan beyazlatıcı etki gösteren Signal Expert Protection Beyazlık (Unilever, Londra, İngiltere), Signal White Now (Unilever, Londra, İngiltere), Colgate Optic White Parıldayan Beyazlık (Colgate-Palmolive, New York, ABD) ve Sensodyne Truewhite (GlaxoSmithKline, Londra, İngiltere) diş macunlarının muhtelif konsantrasyonları hazırlandı. Hazırlanan konsantrasyonlar 96 kuyucuklu hücre kültür kabı içerisindeki L929 hücre kültürlerine 200 μl eklendi ve hüre kültür kapları 24 saat inkübatörde bekletildi. XTT [2,3-Bis(2-metoksi-4-nitro-5-sulfofenil)-2H-tetrazolyum] testi ile L929 hücrelerinin canlılık oranları belirlendi. Shapiro-Wilk tek yönlü varyans ve Tukey testleri ile istatistiksel analiz yapıldı. BULGULAR: İstatistiksel inceleme sonucunda Sensodyne Truewhite’ın 1/8 konsantasyonu hariç tüm diş macunlarının tüm konsantrasyonları sitotoksik bulunmuştur. Diş macunlarının sitotoksisite sıralaması Sensodyne Truewhite<Colgate Optic White Parıldayan Beyazlık<Signal White Now<Signal Expert Protection şeklindedir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Test edilen tüm beyazlatıcı diş macunlarında sitotoksik etki görülmüştür. Kullanımlarında dikkatli olunması önerilmektedir. |
7. | Florür Tedavisi ile İlgili Bir Bilgi Kaynağı Olarak YouTube: İçerik ve Kalite Analizi YouTube as a Source of Information for Fluoride Treatment: a Content and Quality Analysis Funda Çağırır Dindaroğlu, Burçin Akandoi: 10.5505/eudfd.2022.50490 Sayfalar 53 - 59 GİRİŞ ve AMAÇ: Florür tedavisi, koruyucu diş hekimliği ve ağız sağlığında kritik bir role sahiptir. Hastaların YouTube üzerinden erişebilecekleri bilgi düzeyinin belirlenmesi, klinisyenlerin hastanın tedaviye yaklaşımı hakkında bilgi sahibi olması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı, florür tedavisi ile ilgili YouTube videolarındaki bilgilerin kalitesini değerlendirmektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: 14 Kasım 2019 tarihinde Google Trend ile florür tedavisi en popüler anahtar kelime olarak belirlenmiş ve ilk 120 videonun 86 videosuna yer verilmiştir. İçerik, bazı alt başlıklar dikkate alınarak 10 puan üzerinden değerlendirilmiştir. Video bilgileri ve kalite indeksi (VIQI), 5 puanlık bir skorlama kullanılarak değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmeler için Mann Whitney-U, Ki-Kare ve Spearman korelasyon analizleri yapılmıştır. BULGULAR: 86 video, her videonun toplam içerik puanları dikkate alınarak düşük içerikli (%66.3, n=57) ve yüksek içerikli videolar (%33.7, n=29) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Gruplar arasında toplam VIQI skorlarında (p <0,001) ve video uzunluklarında (p = 0,003) anlamlı fark bulunmuştur. En sık bahsedilen içerik, profesyonel olarak uygulanan topikal florür tedavileri olarak belirlenmiştir (%76,7). Videoların %51,2'si diş hekimi/uzman tarafından yüklenmiştir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Videoların çoğu diş hekimleri ve uzmanlar tarafından yüklenmesine rağmen, video içerikleri yetersiz bulunmuştur. |
8. | Fiber Postun Kök Dentinine Bağlanma Dayanımı Üzerine Bulk-Fill ve Self-Adhering Kompozit Rezinlerin Etkisi Effect of Bulk-Fill and Self-Adhering Composite Resins on the Bond Strength of Fiber Post to Root Dentin Nazire Nurdan Çakır Kılınç, Ayşe Nur Doğan, Sezer Demirbugadoi: 10.5505/eudfd.2022.23500 Sayfalar 61 - 67 GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, bulk-fill ve self adeziv kompozitler ile yapıştırılan fiber postların kök dentinine bağlanma dayanımlarını değerlendirmektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada tek köklü ve tek kanallı 30 adet çekilmiş insan mandibular premolar dişleri kullanıldı. Diş kronları mine-sement hattından kesilerek kronları uzaklaştırıldı ve kanal tedavisi yapıldı. Post boşlukları post uzunluğuna göre hazırlandıktan sonra kökler, kullanılan materyale göre rastgele 5 gruba ayrıldı (n=30). Çalışmada 5 adet rezin bazlı materyal; RelyX U 200 (3M ESPE, Neuss, Almanya), Grandio Flow (VOCO, Cuxhaven, Almanya), Vertise Flow (Kerr, Kaliforniya, ABD), Filtek Bulk Fill Flowable (3M ESPE, Neuss, Almanya), SDR (Dentsply, Birleşik Krallık). kullanıldı. Bütün köklerden 1 mm kalınlığında horizontal kesitler alındı ve push-out bağlanma dayanımı testi uygulandı. Veriler Tek Yönlü ANOVA ve Tukey HSD Post-Hoc testleri kullanılarak analiz edildi. BULGULAR: RelyX ≥ U 200 en yüksek bağlanma dayanım değerini göstermiştir(P<0,05). Vertise Flow SDR’ ye göre de daha düşük bağlanma dayanım değeri sunmuştur(P<0,05). TARTIŞMA ve SONUÇ: RelyX U200 post uygulamalarında güvenle kullanılabilir. |
9. | Yüzey Örtücü ile Kaplanmış Kompomer ve Cam İyonomer Simanın Mikrosertlik Değerlerinin İncelenmesi Evaluation of the Microhardness Values of Surface-Coated Compomer and Glass-Ionomer Cement İlhan Uzel, Fahinur Ertuğruldoi: 10.5505/eudfd.2022.02411 Sayfalar 69 - 83 GİRİŞ ve AMAÇ: Restoratif materyallerin, fiziksel, mekanik, estetik ve kimyasal yapı bakımından diş dokusu ile benzerlik göstermesi, diş dokusuna yüksek uyum sağlaması ve uzun süre ağızda kalması istenilen en önemli özelliklerdir. Çalışmamızın amacı, yüzey örtücü uygulanan yüksek viskoziteli cam iyonomer siman ve kompomer restoratif materyallerin mikrosertlik değerleri arasındaki farkları incelemektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamızda kapsül formda yüksek viskoziteli cam iyonomer siman (Fuji IX GP Extra, GC, Belçika), kompomer (Dyract Extra, Dentsply, Almanya) ve iki farklı yüzey örtücü (Fuji G-Coat Plus, Fuji Varnish, GC, Belçika) kullanıldı. Vickers mikrosertlik testi 1. hafta, 1. ay ve 3. ay olmak üzere üç farklı zaman diliminde gerçekleştirildi. İstatiksel analiz olarak ANOVA, Tukey, Dunnett T3 ve Bonferroni testi uygulandı (p=0,05). BULGULAR: Mikrosertlik testinde, tüm cam iyonomer siman gruplarının mikrosertliği 1. hafta ile 1. ay arasında anlamlı düzeyde artış gösterdi (p<0,05). Kompomer gruplarının mikrosertliği zamanla azaldı ancak anlamlı fark bulunamadı. 1. hafta ve 1. ay sonunda gerçekleştirilen mikrosertlik testlerinde, cam iyonomer simanlara yüzey örtücü uygulanmasının, materyalin mikrosertlik değerlerine anlamlı katkısı olduğu görülürken (p<0,05), 3. ay sonunda yüzey örtücü uygulanmasının cam iyonomer simanların mikrosertlik değerlerinde anlamlı fark yaratmadığı görüldü. TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışma sonucunda, nano dolduruculu yüzey örtücü uygulanan yüksek viskoziteli cam iyonomer siman ve kompomer mikrosertlik değerlerinin çocuk diş hekimliği kliniklerinde başarılı restorasyonlar için uygun olduğu düşünülmektedir. |
OLGU SUNUMU | |
10. | Tükürük Bezi Kanalı Karsinomu: Nadir Görülen Bir Olgu Sunumu ve Literatür Taraması Salivary Gland Ductus Carcinoma: A Rare Case Report and Review of Literature Oğuzhan Baydar, Esin Alpöz, Erinç Önem, Veysel Berber, Dilara Özyigit Büyüktalancıdoi: 10.5505/eudfd.2022.19480 Sayfalar 85 - 89 Tükürük bezi kanalı karsinomu (TKK) malign epitelial tükürük bezi tümörlerinden olup sıklıkla parotis bezinde, nadir de olsa minör tükürük bezlerinde gözlenir. Tüm tükürük bezi neoplazmlarının %2’sini oluşturmaktadır. Primer minör TKK tanısında ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) sıklıkla kullanılan görüntüleme yöntemleridir, ancak hastalığın kesin tanısında histopatolojik inceleme altın standart olan kabul edilmektedir. Minör TKK olguları çoğunlukla palatinada, daha az sıklıkla dilde, dudakta, bukkal mukozada ve retromolar trigonda lokalizedir. Bu olgu sunumunda, 64 yaşında bir erkek hastada alt çene posterior bukkal mukozada saptanan TKK’nin klinik önemi radyolojik ve histopatolojik bulgular ışığında tartışılmaktadır. |